SUÇLU KİM !!!!….
Hayatının baharında genç bir kız, çiçeği burnunda yeni evli, hayalini gerçekleştirmiş bir polis: ŞEYDA
Hepimizin yüreği yandı. Bütün Türkiye Şeyma için ağladık. Şehit polisimize Allahtan rahmet diliyorum. Başın sağ olsun Türkiye!
Peki bu nasıl oldu? Nasıl oluyor da bu suç makinası sokaklarda dolaşıyor. Nasıl oluyor da polis karakolundan kaçıyor? O kadar polisin hiç biri neden bu suçluyu durduramıyor? Başka bir polisin silahıyla Şeyda şehit ediliyor? Nasıl oluyor da polis silahını kaptırıyor? Nasıl oluyor da on metreden bu suç makinası etkisiz hale getirilemiyor?
On dokuz yaşında yirmi altı suç dosyası bulunan bu şahsı çöp poşetine koyduk da acımız hafifledi mi? Hayvan taşıma aracına bindirdik de acımız hafifledi mi?
Suçluyu elinden kaçıran, on metreden bir suçluyu etkisiz hale getiremeyen, belindeki silahı suçluya kaptıran bir polisin aldığı eğitimi sorgulamak gerekmez mi?
Onlarca kez polisin yakaladığı bir suçluyu serbest bırakan yargıyı, her yıl af çıkaran yöneticileri, iyi hal indirimi uygulayan hakimleri sorgulamak gerekli.
Şeyda hakka yürüdü peki suçlu kim?
Hastaneler eli silahlı çetelerin yol geçen anı olmuş. 2017 yılında 24 yıl cezaya mahkum edilen bir suçlu, iki de bir kuralı ve pandemi döneminde uygulanan ceza indirimiyle 2020 yılında tahliye ediliyor. Sizce yasalar mağduru mu yoksa suçluyu mu koruyor?
Dilan ve Engin Polat çiftinin serbest kalmalarının izahı mümkün değil. Uygulanan hukuk dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez. Hiçbir vicdana sığmaz. Açıklanan gerekçe de hepimizin aklıyla alay etmektir.
Adaletin ve hukuk sisteminin çökmüş olması o ülkeyi bir kaosa götürür. Halkın adalete güveni artık kalmamıştır. Herkes kendi adaletini kendi sağlama yoluna gitmektedir.
Anayasanın 4. Maddesini değiştirmek isteyenler ‘’Ahmaklara anlatır gibi’’ anlatma gücünü nasıl ve nereden alıyor?
Yunanistan mültecileri bahane ederek Datca ya çıkarma yapması ve aynı durum iki gün önce de Bodrum sahillerine de yapılmıştı. Ege denizinin hakimiyetini Yunanistan’ın eline vermeye kimse itiraz etmedi. Yunan adalarına vizesiz gitme sevincini bize yaşatan yöneticilere teşekkürü bir borç bilirim.
14 Eylülde yayımlanan 1. sayılı Cumhurbaşkanlığı karar namesi ile eski Cumhurbaşkanlarını koruma kanunu değiştirildi.
Biz başka gündemlerle meşgul edilirken eski Cumhurbaşkanı koruma kanunu değiştiriliverdi. Sessiz sedasız değişen bu yasa kimi kimden koruyacak. Onca yıldır hiçbir eski Cumhurbaşkanı ve ailesinin güvenlik zafiyeti olmazken:
Cumhurbaşkanı koruma kanunu değiştirme gereği duyanlar Şeyda, Narin, Leyla, Sıla için yeni bir kanun çıkaracaklar mı?
Yıllardır bu ülkede zaten eski Cumhurbaşkanlarını koruyan bir kanun var. Şimdi ne oldu da böyle bir yasaya gerek duydunuz? Yeni çıkan yasaya göre eski Cumhurbaşkanı talep ederse kendi ailesi dışında da başkaları için koruma isteye bilecek. Neden durup dururken böyle bir şeye gerek duyuldu.
MHP- HÜDA PAR VE KOMUTAN aynı karede poz veriliyorsa artık sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Adalete güven kalmamıştır. Siyasilere güven kalmamıştır. Kısacası kimsenin kimseye güvenmediği bir Türkiye sabahından herkese günaydın.
Gökçe Umay TİĞİN