BRICS VE TÜRKİYE
Türkiye yön mü değiştiriyor? Yıllardır kapısında bekletildiği Avrupa Birliğin’den ayrılıyor mu? Gerçek aslında yıllardır ortadaydı. Yöneticiler dışında hepimiz bunu biliyorduk. Evet Avrupanın pek çok şeyini almalıydık bunda kimsenin bir itirazı yoktu. Biz üye olmadan da bu değişiklikleri yapabilirdik. Bunlar zaten bir ülke halkının ne doğal hakkıydı. 1995 de Tansu Çiller’in ülkenin ekonomi ve ticari haklarını gümrük birliği adı altında avrupa birliğine devretmesi tam bir hezimet olmuştur. Türkiye Nato da ikinci güçlü ülkedir. Fakat bu durum hiçbir zaman Türkiyenin çıkarına kullanılmamıştır. Nato’ya en büyük desteği veren Türkye olmasına rağmen Yunanistan’a ABD’nin yaptığı muamele ortadadır.
Amerika denetiminde bir dünya düzeni. Kendilerince diğer ülkeleri hizaya getirmek de diye biliriz. Amerikanın karşısında hızla büyüyen bir Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan var. Aslında alttan çok büyük savaşlar verilmektedir. Rusya – Ukrayna savaşı aslında iki ülke arasında olmadığını hepimiz biliyoruz.
Doğu blok ülkeleri de kendi aralarında güç kazanmaları gerekmektedir. Bu amaçla beş ülkeden oluşan ekonomiye katkı koymak ve kendilerini güvenceye almak zorundalar. Dünya bankasına altarnatif olarakta kendi banka sistemlerini ve para birimlerini kurdular.
Asya yüz yılı mı başlıyor? BRİCS’de Türkiye’nin de yer alması bir elzemdir. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmelidir.
Beş ülke kendi aralarında başlattıkları bu oluşum tek tip dünya düzenine bir altarnatifdir.
Beş ülkenin isimlerinin baş harflerinin İngilizce karşılığıdır. (BRICS )
Brezilya (Brazil), Rusya (Russia), Hindistan (İndia), Çin (China), Güney Afrika Cumhuriyeti (South Africa)
BRICS ülkeleri dünya ham petrol üretiminin yüzde kırk beşini karşılamaktadırlar. Ayrıca dünya nüfusunun da yüzde kırkını oluşturmaktadır.
Kendi para birimleri ‘’1 BRICS = 16.82 Dolar’’ karşılığıdır.
Beş ülkenin katılımıyla kurulan bu BRICS sonradan katılan İran, Mısır, Suudi arabistan, Birleşik arab emirlikleri ve Etiyopya ile sayıları on ülkeye ulaşmıştır.Türkiye de dahil olmak üzere bir çok Asya ve Afrika ülkeleri katılmak için başvuru yapmıştır.
Dünyanın en zengin petrol ülkelerinin birleştiği BRICS yeni dünya düzeninde söz sahibi olacaktır.
Başta Türkiye olmak üzere birliğe katılmak isteyen diğer ülkelerin başvuruları 22 – 24 ekimde yapılacak toplantıda ele alınacak.
Türkiye bu birliğe girerse ne kazanır? Ne kaybeder?
Türkiye güçlü bir duruş gösterirse çok büyük kazanç sağlayacaktır. Türkiye avrupanın ve ABD’nin arka bahçesi olmaktan kurtulacaktır.
Türkiye yıllardır Avrupa Birlğinden ve Natodan istediği desteği hiç alamamıştır. Bu durumda yönünü değiştirmek istemesi de çok normaldir. Türkiyenin içinde bulunduğu ekonomik dar boğaz olayı çok farklı yöne götürme ihtimali de çok yüksektir. Zaten çökmüş olan ekonomi daha da zora düşecektir. Dünya bankasından yeteri kadar destek alamayan Türkiye için BRICS doğru bir tercihtir. Türkiyenin başvurusu onaylanırsa çeşitli yaptırımlarada maruz bırakılacaktır. Peki Türkiye bütün bunları sonuçlarını kaldıra bilecek siyasi ve ekonomik güce sahip mi?
Bu sorunun cevabını gündemi takip edenlerce malumdur. Türkiye bir çıkış aramaktadır. BRICS dünya ne kadar karşılık bulur? Görünen o ki güçlü bir karşığı olacaktır. Gücü elinde tutan Amerika bu duruma nereye kadar izin verir. Bunu durdurmaya gücü yeter mi? İncirlik üssünü kapatamayan bir Türkiye ve farklı bir blok seçimine neden ve nasıl girme kararı aldı? Bütün bu soruları bir kenera bırakırsak Türkiye seçiminin karşısında ABD’ye ne kadar direnecek? Ekonomide dışa bağımlı olduğmuz bu durumda bizileri nelerin beklediğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.
BRICS Türkiye için doğru tercihtir. Fakat 2017 de BRICS bankasına üye olmak istediğimizi açıklayan Mehmet Şimşek; bir başka açıklamasında ise ‘’Türkiye’nin yönü batıdır.’’ diyordu.
BRICS’e katılımlar dünya düzenin tekrar şekillendirecek konumdadır. Yeni dünya düzeninde Türkiye de safını belli etmek zorundadır. Ülke çıkarları herşeyden önce gelir. Ülkeyi yarınlara daha güçlü taşımak için geleceği iyi gören yönetimler olmalıdır. Orta asya da bulunan kardeş ülkeler ve TURAN birliği kurulum ile asyada büyük ölçüde söz sahibi bir Türkiye neden olmasın?
Gökçe Umay TİĞİN